Geleneksel beslenme alışkanlıkları, toplumların ortalamaları baz alınarak hazırlanır. Oysaki genetik analizler ile kişiye özel ihtiyaçlar tespit edilebilir ve buna uygun bir yeme-içme planı tasarlanabilir.

Genetik ile beslenme arasındaki ilişki, ilk olarak İnsan Genom Projesi sonucunda anlaşılmıştır. İnsan geni üzerinde yapılan çalışmalarda, DNA’nın yapısında bulunan yaklaşık 20 bin genin diziliminin tüm detayları ile ortaya konması, nutrigenetik biliminin de hızla gelişmesini sağlamıştır. Nutrigenetik; kişinin genetik yapısı ile besinler arasındaki ilişkisini inceleyen bilim dalıdır. Başka bir deyişle besinlerin, genetik yapı ile olan uyumunun analiz edilmesidir.

Nutrigenetik, insanların genetik yapılarına göre farklı besinlere farklı tepkiler verdiğini göstermektedir. Bir birey için faydalı olabilecek bir besin, başka bir birey için faydasız ve hatta çeşitli riskler bile barındırabilmektedir. Bunun sebebi, genetik olarak sahip olunan farklılıklardır.

Bireylere uygulanan gen analizleri sonucunda, tamamen kişinin kendisine özel beslenme programlarının oluşturulabilmesi mümkündür. Bu sayede bireylerin hangi besinlere daha çok ihtiyacının olduğu, hangi besinlere ise vücudunun olumsuz reaksiyon verdiği belirlenebilmekte; gelecek adına daha sağlıklı bir ömür, bugünden inşa edilebilmektedir.

Nutrigenetik beslenmenin avantajları:

• Kilo kontrolünün ve beden sağlığının korunması sağlanır.
• Kişiye özel beslenme planının, zamanla kişiye özel bir yaşam tarzına dönüştürülmesi sağlanır.
• Geleneksel diyet uygulamalarına göre yaklaşık 3 kat daha hızlı kilo verilmesi sağlanır.
• Genetik yapıya uygun diyet ile genetik olarak aktarılan hastalıklara karşı büyük oranda koruma sağlanır.